Çocuklar Ne İster?
- Sevilmek
- Oynamak
- Koşmak
- Sormak
- Görmek
- Anlamak
- Hayal kurmak
- Ve anlaşılmak, ister.
Anlaşılma isteği sadece çocuk için değil, herkes için geçerli. Anlaşılmadığımız zaman strese gireriz. Çocuk anlaşılmadığını hissettiği zaman , uzlaşmak daha zor oluyor, çatışma içine girebiliyorlar. Çocukla iletişime geçip bir şey yapacağımız zaman öncelikle onları anlamamız gerekir.
Çocuklarda Sınır Problemi Nedir?
Hayatımızın içinde birçok sınır vardır. Zamanla hepimiz sınırlarımızı öğreniriz. “Haddimizi bilmiş” oluruz. Böylelikle hayata daha kolay uyum sağlarız. Bir anlamda çocuklara sınırlarını öğretmek ve kuşatmaya haddini bildirmek diyebiliriz. Çocuklara bu sınırları tanıtmak, anlatmak önemli. Deneme, öğretme ve keşfetme açısından doğru bir şekilde tanıtmalıyız. Ebeveyn olarak çocuklara doğru sınırları, doğru bir şekilde tanıtmalıyız. Bu aktarımlar net ve yeterince olmalı. Yoksa sınırları doğru aktaramamış oluruz ve ortaya sınır problemleri çıkmış olur. (Sınırların ihlali)
Bağlantılı Problemler Nelerdir?
- Laf-söz dinlememe
- Kolay öfkelenme ve saldırma
- Ekrandan kopamama
- Vaktinde uyumama ve yememe
- Sorumlulukları yerine getirememe
Sınırların Önemi
Bunu kavrayabilmek aktarma aşaması açısından yetişkinler için çok önemli. Önce her şey ebeveynin kafasında oturmalı.
- Güvende Olma Hissi: Sınırlar çocuğun korunduğunu hissettirir. Aile çocuğa sınır koyamıyorsa şu his oluşuyor; daha annem beni durduramıyor ki, bana gelen tehlikeleri nasıl durduracak? Çocuktaki bu düşünce öfkeye yol açar. Çocuğa sınır koyarak güvende olmasını, rahat olmasını sağlarız. “Seni anlıyorum ve senin iyiliğin için davranışına sınır koyuyorum.” Çocuk bunu hissederse size küsmez, ona zarar vermemiş oluruz.
- Sosyal Beceriler ve Uyum: Sınırları öğrenerek çocuklar topluma hazırlanmış oluyor.
- Sorumluluk Duygusu: Çocuklar sınırlardan çıktığında bunun yaptırımının ne olduğunu biliyor. Sorumluluk almayı öğreniyor. Hatalarının sonucuna katlanarak sorumluluğu öğreniyor.
- Aile İlişkileri (kuşatılma hissi): Sarılma kuşatır, sınırlandırır, güvende hissettirir. Sınır eğitimi aslında sarılma ile özdeşleştirilebilir. İlgimizi, sevgimizi eksik etmeden çocuğa sarılmaktır. İşte sınır eğitiminin özü de budur.
Sınır Eğitiminde Sözel Yöntemler (İlk Aşama)
- Anlayış: Çocukların isteklerini anlamak çok önemli. Çocuk bağırıyor, isteğini dile getiriyor. Buna karşılık onu anladığımızı ifade edelim. “Anlıyorum, bunu yapmak istiyorsun/istemiyorsun.” Yüksek sesle söyleyin ki, bağıran çocuğa o an sesimizi duyuralım.
- Kural: Kuralları hatırlatın!
- Alternatif: Talebi yönlendirin! Çocuğun talebini görmezden gelme değil, alternatifleri söyleyip çocuğunuzu yönlendirin. Tamamen bırakmak ya da zorlamak değil. Dolayısıyla kendini güvende hissetmesi için beklemeli, zorlamamalıyız.
Sınır Eğitiminde Davranışsal Yöntemler (İkinci Aşama)
- Mahrumiyet: Bir şey yaptığında onun bedelini ödemesi gerekiyor. (İlgi ve sevginiz hariç! “Bunu yaparsan seni sevmem, seninle ilgilenmem” Bunu söylemek ve uygulamak yanlış bir yöntemdir.)
Çocuğun elinden sevdiği bir şeyi almak mahrum bırakmaktır. Örneğin tableti elinden bir gün almak. (Kısıtlı olan bu süre eğer aşarsa bu artık cezaya girer, tasnif edilmez.) Hassas bir çocuk için iki saat almak bile yetebilir. Çocuğunuzu tanıyıp süreyi ayarlayabilirsiniz.
- Fiziksel Bloke: Bazı çocuklar bu mahrumiyetten de anlamaz. Mantık çocuğun saldırmasına engel ol! Canınızı acıtmasına müdahale etmeliyiz. Saldırdığında onu durdurmalıyız. Örneğin sarılarak durdurabiliriz. Yoksa ellerinden tutabiliriz, aynı seviyede, göz hizasında olmalıyız. Yere yatırıp bacaklarımızla da kuşatabiliriz. “Bana vurmaya devam ettiğin sürece seni böyle tutmaya devam edeceğim.”
- Seçenekli Müdahale: (Son çare) Bazı çocuklar onu kontrol edebildiğimizi görebilmeli. Örneğin çocuk evden çıkmıyor ve çıkmamakta da ısrarlı. “Koşarak mı çıkalım, zıplayarak mı çıkalım, nasıl istersin?” denilerek oyun şekline getirebilirsiniz. Bazı çocuklar hemen kapıdan çıkar. Ancak hiçbir şekilde çıkmayan çocuk için “Sen kendin mi çıkmak istersin, ben mi çıkarayım? Yine de çıkmıyor, biz çıkarırız. Yani fiziksel olarak müdahale etmek gerekiyor.
Sınır Eğitimi Detayları
- Çocuk bir şeyi seçtikten sonra ona saygı göstermek çok önemli. Seçimden sonra sonucuna saygı!
- Ebeveynin tutarlı olması önemli. Tutarlı ebeveyn!
- Davranışsal kararlılık (Bozuk plak) yöntemi etkili. Çocuklar aynı şeyi tekrar tekrar söyler. Biz de aynı şekilde cevapları vermeliyiz. Yeni cevaplar üretmemeliyiz. Çocuklar bizlerin hassas noktalarımızı fark eder. Çocuk o noktaları zorlar. “Annemi sinirlendireyim de bana onu versin.” Tartışmaya girmeyin, bunu kişisel algılamayın. Aynı şeyleri defalarca ona söyleyin. Sorun yok. (Tartışmadan kaçınma)
“Hayat seçimlerden ibaret” sınır eğitimde bunu algılatıyoruz.
Sınır Eğitimi- Tavsiyeler
(Nasıl Uygulayalım?)
- Duyguya değil davranışa müdahale: Çocuğun duygusunu anlamak önemli. Duygularına sınır koymayın, çocuk duyguyu yaşamalı. “…ama öfkelendiğimiz zaman eşyaları kıramayız. İstersen onun yerine şunu yapabilirsin, kağıt yırtabilirsin.” Onu bu şekilde yönlendirin. Çünkü duygular yaşanması gereken şeyler ve yaşanmadığında, içimizde kaldığında, bastırıldığında sıkıntılar yaşarız.
- Sakin fakat net bir ses tonu: Gayet kararlı, sakin, kontrolü kaybetmeden.
- Çocuğu büyüten bir kelime “Hayır”: Çocuğa hayır dememiz onu incitmez, hayata hazırlar.
- Açık ve basit beklentiler (en fazla 3 cümle): 3-4-5 yaş dönemlerinde bu çok önemli. Ya bu kadar söyleyin ya da hiç söylemeyin. Aksi takdirde çocuk için anlaşılır ve net olmaz.
- Başka otorite kişileri: Dahil etmek önemli. Sadece anne kural koyup baba yıkınca anlamı olmuyor. Bu süreci birlikte yönetmeleri gerekir. Ancak böyle olursa etkili olmuş olur.
- Genel kurallar: Evde bazı kuralları seslendirmek, kağıda dökmek etkili olabilir. Zaten uygulanan bir kuralı da yazabiliriz. “Evet kurallar bir tek bana ait değil, herkese ait kurallar var.”
Not: Bütün bu süreçte ilgi, merhamet, sevgimizi ihmal etmeyelim. “Sen güvendesin, yanındayım, seni kuşatıyorum. O yüzden seni böyle sınırlandırıyorum”
Ekran Sınırı İçin Uygulamalar
Çocuğa süre sınırı koyabilir, onu kontrol edebilirsiniz. Telefonlarda “ekran süresi” özelliği mevcut.
İlk 3 yaşta mümkünse ekranla hiç temas etmemeliler. Çocukların iletişime geçmeleri için önemli bir kriter.
Öneri; (Çocuğun yaşı 10 dk.) günlük ekranla oyun süresi olabilir.
Kitap Tavsiyesi
- Çocuğunuza Sınır Koyma